MHA – Müslüman Araplar yıllar öncesinden beri İslami değerlere hakaret etmeyi de kapsayan ırkçılık dalgası karşısında esef verici bir tavır sergilemeye alışmışlar.
Onlar İslam dinini birçok hakaret ve tehdide maruz bırakan İslam karşıtı kitaplar, araştırmalar ve makaleleri görmezden geliyorlar.
Bu tür kitapların yazarları bir taraftan İslam’a ilişkin kötü düşüncelerini Arap dünyasında yaymaya çalışırken öte yandan da bu dine karşı Batı düşüncesinden kaynaklanan düşmanca yaklaşımlarını sürdürüyorlar.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.s) hakarette bulunan karikatürlere tepki gösteren Araplar, mürted Selman Rüşdi gibileri tarafından yayılan küfr düşüncesi ve kültürü karşısında suskunluğa bürünürler.
İslam ve müslümanlara karşı süregelen bu açıkça savaş karşısında bizim iki seçeneğimiz var. Birincisi, İslam’ın kutsal değerlerine edilen harhagi bir hakaret karşısında sessiz kalmak, diğeri de bu tür alçakça girişmlerde bulunanların amaçlarını dünyaya tanıtmaktır.
Kuşkusuz İslam’a karşı en tehlike hakaret, müslümanların duygu, din ve kültürüne edilen hakaretlerdir. Konuyla ilgili kelimelerin resimlere nazaran daha çok etkili olduğu söyleyebiliriz. Çünkü resimlerin bıraktığı etki geçicidir ve zaman aşımıyla unutulur. Halbulki, kelimeler daha çok kalıcı olmakla birlikte bir kuşaktan diğer kuşağa da aktarılabilir.
Son günlerde Selman Rüşdi gibi bir mürtedin çok açıkça faaliyetlerini sürdürmesi yukarıda değindiğimiz sözün kanıtıdır. İslami ve resmi kuruluşların hakaret nitelikli karikatürlere karşı itiraz sesini yükseltmesine rağmen bu yanlış kültüre (kutsal değerlere hakarette bulunmak) yönelik korkunç bir sessizliğe bürünmesi, Arap dünyasının tehlikeli ve daha tehlikeliyi birbirinden ayırt etmede ne denli yanlış yaptığını göstermektedir.
M.K
yorumunuz